Łeba, Kuzey Polonya'da Pomeranian Eyaleti'nde bir şehirdir. Tipik bir tatil beldesidir. Kentin bir limanı ve çok sayıda yüzme alanı olması, onu hem yerli hem de yabancı turistler için çok popüler bir destinasyon haline getiriyor.
1. Łeba'nın 3.694 nüfusu vardır. Bu, 1 Ocak 2022'de kurulan sayıdır.
2. Kentte ilk yerleşim izleri Neolitik çağdan gelmektedir. Arkeologlar bu tezi destekleyen ilkel araçlar bulmuşlardır.
3. O zamana kadar vadi zambağı üzerinde birçok yerleşim yeri olmuştur.
4. Gotların geçişi gibi büyük tarihi olaylara tanık olmuş bir yerdir. Doğudan gelen Hunlardan kaçan göçebe bir kavim. Łeba yakınlarındaki Bardo'da, Gotların mezarlığının taştan bir çemberi vardır ve bu onların bu bölgede MS 1. yüzyıldan 3. yüzyıla kadar var olduklarını kanıtlamaktadır.
5. Łeba'nın ilk yazılı sözü 1282'den gelir.
6. Şehrin alanı 14.81 kilometrekaredir.
7. Bir süre için şehir idari olarak Słupsk Voyvodalığı'na aitti.
8. Łeba'da Kelebek Müzesi bulunmaktadır. Tüm kıtalardan 4.000'in üzerinde özel olarak hazırlanmış böceği bulabileceğiniz bir yerdir. Müze tüm yıl boyunca açıktır ve hem çocuklar hem de yetişkinler için inanılmaz bir cazibe merkezidir.
9. Łeba'da rüzgar sörfü yarışmaları düzenli olarak yapılmaktadır. Formula Rüzgar Sörfü Avrupa Kupası klasmanında yer alırlar. Bu yarışmanın adı Allegro Cup.
10. Şehirde iki adet lunapark bulunmaktadır.
11. Łeba'nın kendi Dinozor Parkı "Łeba Parkı" vardır. 2010 yılında açılmıştır ve tarih öncesi cazibe merkezleriyle doludur.
12. Polonya'daki en büyük 3D labirent Łeba'da bulunuyor. Adı "Şeba Park Labirenti".
13. Łeba'da 3 adet büyük resmi hamam bulunmaktadır. A plajında yüzme alanı, B plajında yüzme alanı ve C plajında yüzme alanı.
14. Şehirde deniz sınır kapısı bulunmaktadır. Kargo ve spor gemi trafiğine ev sahipliği yapabilir. Geçiş, öncelikle limanın sınır trafiğini yönetir.
15. Łeba'nın en büyük cazibesi, Słowiński Ulusal Parkı'ndaki hareketli kum tepeleridir. Sadece ülkede değil, tüm Avrupa'da ender bulunan bir yerdir.
16. Değişen kum tepelerinin ortasında bir Alman roketatar ile karşılaşabilirsiniz. 1940 yılında inşa edilmiş gizli bir Alman eğitim alanıdır. Konumu tesadüfi değil, çünkü bölge çok seyrek nüfusluydu ve Müttefik topraklarından oldukça uzaktaydı, bu nedenle burada silahlanma testleri yapılabilirdi.
17. 11 Ocak 1558'de Łeba, Baltık Denizi'nde bir fırtınanın neden olduğu bir sel tarafından tamamen tahrip edildi. Bugün artık var olmayan şehrin adı Stara Łeba. Stara Łeba'yı yeryüzünden silen felaket o kadar büyüktü ki tarihçiler buna tsunami benzeri bir felaket diyorlar.
18. Günümüze kadar, 13. yüzyıldan kalma Gotik Aziz Nikolaos kilisesinin duvarının sadece bir parçası gelebilmiştir. Bugün bu parça kum tepeleri arasında yalnız. Kilisenin ilk kayıtları 1286 yılına aittir.
19. Łeba'ya 1357'de kasaba hakkı verildi. Şehir haklarının bu kadar hızlı bir şekilde elde edilmesi, o dönemde Łeba'nın yürüttüğü kapsamlı ticaret nedeniyle mümkün oldu.
20. İlginçtir ki, Łeba'daki yoğun turizm patlaması ancak II. Dünya Savaşı'nın bitiminden sonra gerçekleşti. O zamandan bugüne Pomeranya'nın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biridir.
21. Łeba'da sözde Zaman Yolu vardır, yani Polonya cumhurbaşkanlarının caddesi. Yol, 1989'dan beri tüm Polonya cumhurbaşkanlarının devasa el yayınlarını içeriyor. Elinizi burada Başkan Aleksander Kwaśniewski, Bronisław Komorowski veya Lech Wałęsa'nınkiyle karşılaştırabilirsiniz.
22. Şehri vuran feci sel, afet nedeniyle Aziz Nikolaos kilisesinin tamamen tahrip olması nedeniyle ibadet merkezini başka bir yere taşınmaya zorladı. Bu nedenle Kutsal Bakire Meryem'in Göğe Kabulü Kilisesi'nin inşaatına başlandı. Bu kilise kısmen harap St. Nicholas Kilisesi'nden malzemelerle inşa edilmiştir. Bu sayede Łeba'daki ilk kilisenin ruhu ve karakteri yeni mabette mevcuttur. Kilisede 200 yıllık vaftiz meleği heykeli bulunuyor. Efsaneye göre heykel, kocasının uzun bir deniz yolculuğundan sağ salim dönüşüne minnettar olan sevgi dolu bir eş tarafından finanse edilmiş.
23. Kilisenin önünde Max Pechstein'ın sırası var. Ressamın Łeba'ya yaptığı kültürel katkıya bir övgüdür. Bankın şekli, oturma kısmı bir boyama paleti olan bir kalbi andırıyor. Bankın tasarımı yerel bir sanatçı olan Krzysztof Grzesiak tarafından yapılmıştır. Max Pechstein'ın şehrin kültürel mirasına yaptığı katkı paha biçilmez olduğu için, ressamın hafızasının yıllarca sürmesi sayesinde güzel bir jest.